Göz Sağlığı ve Hastalıkları
Alanında referans merkezlerinden biri olan İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde başta lazer tedavileri olmak üzere çocuk ve yetişkinlerde lasik tedavisi ile görme bozuklukları, katarakt, şaşılık, glokom, retina, oküloplasti gibi her türlü göz operasyonu deneyimli bir kadro ve son teknolojik yöntemlerle başarıyla uygulanmaktadır.
Lazer Tedavilerinde Öncü
Kırma kusurlarının giderilmesinde kullanılan Excimer Lazer yardımıyla tüm lazer tedavileri İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde uzman ekip tarafından başarıyla uygulanmaktadır.
Günümüzde kırma kusurlarının düzeltilmesinde yaygın ve tercih edilen yöntem “Lasik” tir. Lazer tedavisi sonrası -6.0 numaraya kadar olan miyoplar yüzde 97 oranında; -6.0 ila -12.0 numaralar arasında olan miyoplar ise yüzde 95 oranında sıfıra yakın bir numaraya düşerek hasta gözlük veya lens kullanmayacak hale gelmektedir. Astigmatlar da lazerle tedavi edilmektedir. +7.0 numaraya kadar olan hipermetroplarda da lazer tedavisi sonrası yüzde 95 gözlük kullanması gerekmeyecek seviyeye düşmektedir.
Ayrıca klinikte, -25.0 numaraya kadar miyop ve 7 numaraya kadar astigmatlarda, ayrıca kırk yaş üstü yüksek miyop hastalarda yeni teknoloji göz içi lensleri (ICL) kullanılmaktadır.
Yaşa Bağlı Yakını Görme Sorununa Karşı Supracor Tedavisi
Presbiyopi, genellikle kırk yaşından sonra gelişen, yaşa bağlı yakını görememe kusurudur. Supracor presbiyopinin, yani yaşa bağlı olarak bozulan yakın görüşün düzeltilmesini sağlayabilen bir işlemdir. Yine ülkemizde ilk olarak İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği’nde yapılan bu işlem esnasında gözün dış yüzeyine excimer laser uygulanılarak kornea yeniden şekillendirilebilmektedir. Supracor hem uzak hem de yakın görmeyi tek seansta düzelten bir yöntemdir. Supracor tedavisinin amacı, günlük hayatta karşılaştığımız gazete, bilgisayar, kitap, cep telefonundaki yazıları gözlüksüz okuyabilmektir.
Katarakt Cerrahisi
Gözün renkli kısmının hemen arkasındaki lens, göze gelen ışınları sinir tabakasına düşürerek net görüntü oluşmasını sağlamaktadır. Işığın sinir tabakasına ulaşabilmesi için lensin berrak olması şarttır. Saydam lens çeşitli nedenlerle bulanıklaşırsa bu duruma katarakt adı verilmektedir. Katarakt artık eskiden olduğu gibi ileri yaş problemi değil. 50-59 yaş aralığındaki kişilerin yarısında görülebilmektedir.İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği’ne katarakt şikayetiyle başvuran hastalara ihtiyaçlarına göre monofocal veya multifocal veya toric göz içi lensi uygulaması yapılmaktadır, söz konusu lensleri uygulamak özel bir uzmanlık deneyimi gerektirmektedir. Klinikte uzman ekip ve donanım eşliğinde en iyi marka lensler kullanılmaktadır.
Glokom Cerrahisi
Doğuştan veya erişkin yaşlarda ortaya çıkan ve göz tansiyonu yükselmesi ile birlikte görme kaybına neden olan glokom hastalığında göz tansiyonu damlalar ile istenilen düzeye düşmez ise ameliyat ile düşürülmesi gerekmektedir.
Uyguladığımız yöntemler ile %95 in üzerinde başarı oranına sahip glokom ameliyatları (trabekülotomi, trabekülektomi, nonpenetran cerrahi yöntemler, tüp implantlı yöntemler) İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde başarı ile uygulanmaktadır
Kornea Nakli (Keratoplasti)
Doğuştan hastalıklar veya keratokonus, kornea iltihabı, yaralanması gibi nedenler ile kornea şeffaflığının yok olduğu durumlarda kornea nakli hastalarımız için tek umuttur. Göz bankalarından temin edilen sağlıklı kornea hastalıklı doku ile değiştirilerek ortam şeffaflığı sağlanmakta ve görme düzelmektedir.
İstanbul Cerrahisi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde 2500 den fazla vaka deneyimine sahip uzman ekibimiz ile kornea nakli ameliyatları başarı ile gerçekleştirilmektedir.
Hastaları Rahatlatan Yeni Lazer Tekniği: Vitreolysis
Göz içinde uçuşan cisimler, bazı insanlarda yaşam kalitesini çok fazla düşürebiliyor. Belli bir yaştan sonra ortaya çıkan uçuşan cisimler, çoğu insanda olmasına karşın bazı kişilerde çok daha yoğun bir şekilde ve görmeyi azaltacak derecede görme aksı üzerinde seyretmektedir. Kişiyi ileri derecede rahatsız ederek görme oranını düşürebilmektedir.
Lazer teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte, artık kişiyi ciddi şekilde rahatsız edebilecek bu uçuşan cisimleri “Vitreus” denilen gözün içindeki sıvıda lazerle buharlaştırıp yok edilebilmektedir. Lazer Vitreolysis yöntemi İstanbul Cerrahi Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği’nde hastalara ayakta uygulanabiliyor. Uçuşan cisimler özellikle katarakt ameliyatlarından sonra bazı durumlarda artabilmektedir. Özellikle bu sorunu gidermek amacıyla yapılan bir işlemdir. Ancak katarakt ameliyatı olmamış kişilerde de yaşam kalitesinde ciddi bir düşme yaratıyorsa ya da kişinin psikolojisini bozacak düzeydeyse bu lazer yöntemi uygulanabilmektedir.
Retina ve Vitreus Hastalıkları ve Cerrahisi
Göz Kliniğimizde retina hastalıkları, sarı nokta hastalığı ve vitreus kanamaları gibi arka segmentin tüm sorunlarına profesyonel ve deneyimli bir ekip ve teknolojik bir ekipmanla hizmet veriyoruz. Diyabetik hastalarda görülen ve tedavi edilmediği takdirde gözün körlüğü ile sonuçlanan diyabetik retinopati takip ve tedavileri hassasiyet ve titizlikle kliniğimizde sürdürülmektedir. Retinanın damar tıkanıklarına bağlı oluşan göz kanamalarında da benzer şekilde etkin tetkik ve tedavi yaklaşımları uygulanmaktadır. Vitroretinal cerrahi göz kanmalarında oldukça hızlı ve efektif bir tedavi olarak kliniğimizde başarı ile uygulanan bir tedavi yöntemidir. Retina dekolmanları ile ilgili gerek konvansiyonel gerekse vitroretinal cerrahi ile birlikte gaz ve silikon tamponadları bu ciddi durumun tedavisinde kullandığımız cerrahi yöntemlerdir.
Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu)
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (YBMD), makulanın (retina tabakasının ortasında yer alan ve sarı nokta da denilen alan) ilerleyici ve dejeneratif bir hastalığıdır. 65 yaş ve üzeri kişilerde santral görme kaybının en sık nedenidir. Özellikle gelişmiş toplumlarda yaşlı nüfusun artması nedeniyle YBMD vaka sayısı artış göstermekte ve bu da günümüzde önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. YBMD günümüzde geri döndürülemez görme kaybının başlıca nedenlerindendir. Erken tanı konulursa tedavisi mümkün olabilir.
YBMD’nin 2 Tipi vardır;
- Kuru YBMD – Makula Dejenerasyonunun en yaygın halidir. Hastalık genellikle Kuru tip ile başlamaktadır. Makula hücrelerinin bazı zararlı atık maddelerin birikmesi sonucunda zarar görmesiyle başlar.
- Yaş/ıslak YBMD – Hastalığın bu tipinde makula altında anormal şekilde oluşan yeni kan damarları, sıvı ve kan sızdırmaya başlar. Bu durum ani bir şekilde ortaya çıkabilir.
Belirtiler
Hastalığın erken evrelerinde eğer tek göz etkilenmiş ise belirti görülmeyebilmektedir. Ayrıca hastalığın her iki tipinde de gözlerde herhangi bir ağrı oluşmaz. Ancak bir göz muayenesi ile hastalığın erken belirtileri saptanabilir.
Kuru tip makula dejenerasyonunda merkezi görüş bulanıklaşır, bu da uzaktan insanları tanımada, araç kullanımında ve kitap okurken problem oluşturur. Renkler daha az canlıdır, parlak ışıklara hassasiyet geliştirebilir. Görüş alanının merkezindeki bulanıklık ve karanlık alan hastalık ilerledikçe büyümektedir. Kör noktalar giderek genişleyebilmekte; renkleri ve detayları görmek zorlaşabilmektedir. Yaş tip makula dejenerasyonunda yukarıdaki belirtilerin yanı sıra düz çizgiler eğri ve dalgalı görülmektedir. Ayrıca yine bu tipte görmede kayıplar hızla oluşmaktadır.
Makula dejenerasyonunun risk faktörleri nelerdir?
• Yaş – En önemli risk faktörü ileri yaştır.
• Sigara kullanımı – Sigara kullanımı
• Genetik faktörler – Ailesinde sarı nokta hastalığı bulunan kişilerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir.
• Cinsiyet – Kadınların sarı nokta hastalığına yakalanma oranları daha yüksektir. Ancak, kadınların yaşam süresi daha yüksek olduğundan; bu durum kadınların hastalığın gelişmesi için daha çok zamana sahip olmalarıyla da açıklanabilir.
• Uzun Sure güneşe maruz kalma– Ultraviole ışınlar doğrudan retina dokusuna zarar vermekte ve retinada zararlı ürünlerin birikmesine neden olmaktadır.
• Yağlı ve/veya besin değeri düşük, antioksidan içermeyen beslenme tarzı – Yüksek yağ, kolestrol ve şekerli gıdalar tüketen ve besin değeri düşük, antioksidan içermeyen beslenme tarzına sahip kişiler
• Hareketsizlik –Hareketsizlik sebebiyle Kuru makula dejenerasyonunda, retinanın yeterli oksijen alamaması makulada hücre ölümüne neden olmaktadır.
Tedavi
Her bir YBMD hastası için detaylı bilgilere dayanarak hedefe yönelik spesifik etkili tedaviler geliştirilmelidir.
Günümüzde, Yaş Tip YBMD tedavisinde çalışma aşamaları tamamlanmış, etkinliği kanıtlanmış, güvenle kullanılabilen en güncel tedavi seçeneği Anti-VEGF injeksiyonlarıdır.
Kuru tip YBMD tedavisinde güncel olarak belirlenmiş antioksidan multivitamin ve mineraller içeren ilaçlar kullanılmaktadır. Omega-3 yağ asitlerini içeren balık, yumurta, semizotu, keten tohumu, ceviz, kinoa içeren gıdalar hastaların diyetlerine eklenir. Beta- karoten içeren ıspanak, bal kabağı, havuç gibi sebzeler mevsimine göre diyetlerde olması önerilir. Likopen içeren domates, ksantin ve zeaksantin içeren yaban mersini de tedavi ve korunmada önemli yer tutar.
Makula dejenerasyonunu önlemek için neler yapılabilir?
• Yeşil yapraklı sebze, meyve, balık, Vitamin D, E ve C, omega-3 yağ asitleri ve beta-karoten, lutein ve likopen içeren bir beslenme tarzı benimsenmelidir.
• Haftada en az 3 kez spor yapan kişilerde ileri yaşa bağlı makula dejenerasyonunun spor yapmayanlara oranlar %25 daha yavaş ilerlediği tespit edilmiştir.
• 120/80’den daha yüksek tansiyona sahip kişilerde kuru tip makula dejenerasyonu riski artmaktadır.
• Yaşa bağlı olarak gelişen kuru makula dejenerayonu riski sigara içenlerde, içmeyenlere oranla 2-3 kat daha fazladır.
• Efektif bir UV filtresi bulunan güneş gözlüğü takmadan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.
• Yaş grubuna bakmaksızın düzenli olarak göz muayenelerini periyodik olarak yaptırmalıdır.