Gebelik Diyabeti
Gestasyonel Diyabet ile İlgili Gerçekler
Hamilelik şekeri nedir, neden önemlidir?
Halk arasında bilinen adıyla hamilelik veya gebelik şekeri “Gebelik diyabeti” (Gestasyonel diyabet), ilk kez gebelik sırasında ortaya çıkan ve doğumla birlikte düzelen ancak insülin direnci doğum sonrasında da devam eden bir hastalıktır. Erken zamanda fark edilerek İyi kontrol edilen gestasyonel diyabeti olan hamile kadınlar diğer hamilelik şekeri olmayan hamile kadınlardan farksız olarak doğum yapar ve sağlıklı bebek dünyaya getirirler. Ancak gebelik diyabetine bağlı kan şekeri yüksekliği fark edilmez ve tedavi edilmezse hem anne adayı için hem de bebeği için olumsuzluklara yol açabilir. Beklenenden daha ağır, kilolu ve iri (makrozomik) bebek doğurmalarına, buna bağlı olarak da hem anne hem de bebeği için doğum esnasında ilerleyen yaşamlarını etkileyecek hasarların oluşmasına yol açabilir. Erken doğum, doğum sonrası yeni doğanda solunum zorlukları, şeker düşüklüğü, uzayan sarılıklar, gözlenebilir, bu nedenlerle yeni doğan yoğun bakım tedavisi gerekebilir. Anne de gebelik hipertansiyonu (pre-eklampsi) görülebilir, bu durum hem bebeğin hem de annenin hayatını tehdit edebilir.
Gebelik diyabeti sıklığı %2-20 arasındadır, bu oran toplumdaki diyabet sıklığına göre değişkenlik göstermektedir. Türk toplumundaki sıklığının %15 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Diyabet sıklığının çok yüksek olduğu diğer toplumlarda olduğu gibi, bizim toplumumuzda da tüm gebelere, gebeliğinin 24.-28. haftalarında gestasyonel diyabet taraması yapılması önerilmektedir.
Gebeliğe bağlı değişen hormon profili nedeniyle ikinci trimesterdan (ikinci üç ay) itibaren insülin direnci ve bunu yenmek için hiperinsülinemi (kanda aşırı insülin olması) ortaya çıkmaktadır. Burada insülinin dokulardaki etkileri yeterli değildir, dolayısıyla “göreceli insülin eksikliği” söz konusudur.
Gebelerin sadece doğal proteinler ve yağlarla beslenmesi, tüm karbonhidratlardan uzak durması vücudumuzun temel ihtiyaçlarının, vitamin ve minerallerin doğal kaynaklardan karşılanamamasına yol açar. Böyle bir beslenme gebelerin sebze, meyve ve tam tahıllı gıdaları tüketmesine engel olmaktadır. Bu şekilde karbonhidratları tümü ile dışlayarak beslenme 21. yüzyılda yeniden C ve B vitamini eksikliği, magnezyum ve kalsiyum eksikliği gibi sorunların yeniden ortaya çıkmasına yol açacaktır. Güncel kılavuzlara göre sağlıklı bir yetişkin kadının günlük karbonhidrat ihtiyacı 130 gramdır ve bu gereksinim gebelikte 175 gram, emzirme döneminde (laktasyonda) 210 gram olarak önerilmektedir.
Günümüzde pregestasyonel veya gestasyonel diyabet tanısı koyduğumuz gebelere zaten, karbonhidratları günlük enerjinin %35-40’ını karşılayacak şekilde kısıtlı olarak verilmektedir. Özellikle de sabah hepatik insülin direncinden kaynaklanan hiperglisemiyi önlemek için kahvaltıda karbonhidrat miktarının azaltılarak tüketilmesi önerilmektedir.
Proteinler, gebelikte artan protein gereksiniminin karşılanabilmesi için zaten yüksek (1.1 gr/kg/gün) olarak verilmektedir. Ancak daha da yüksek miktarda protein alınmasının, böbrekler üzerinde zararlı etkileri olabilir.
Tüm bu nedenlerle gebelik şekeri tanısı alan hastalarda yakın endokrinolojik takip ile birlikte diyetisyen takibi uygun olacaktır.
Nasıl tanı konulur? “Gebelere ŞEKER YÜKLEMESİ YAPILMASI gerekir mi?
Son 3 yıl içinde özellikle ülkemizde çok gündemde kalmış ve zararlı olduğunu bildiren görüşler nedeniyle gebelerin yaptırmama eğiliminde bir artış olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Diyabet Federasyonu, Amerikan Diyabet Cemiyeti, Amerikan Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, Amerikan Endokrin Derneği, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri, Avrupa Endokrin Derneği; İngiliz, Alman, Fransız, İsveç, Finlandiya, Kanada, Hollanda, Avustralya ve Türkiye’nin Diyabet, Endokrin ve Kadın-Doğum otoriteleri, Sağlık Bakanlıkları dahil, tüm kurumlar “Gebelik Şekeri” diye bir olguyu kabul ediyor, mutlaka tanı konulması gerektiğini söylüyor, tanı için de “ŞEKER YÜKLEME TESTİ (OGTT)” yapılmasının şart olduğunu bildiriyor. Gebelik diyabeti tanısını alan gebe kadına uygun beslenme programı düzenleniyor ve fizik aktivitesini arttırması öneriliyor. Ancak buna rağmen ilerleyen haftalarda gebelerin %20-25’inde kan glukoz düzeyini kontrol altına almak mümkün olamıyor. İşte bu kadınlarda ve bebeklerinde çok ciddi sağlık sorunları olabiliyor. Tanı almamış böyle bir hasta, doğal olarak bu sorunlarla karşılanacaktır.
Gebelikte Gestasyonel Diyabet taraması için günümüzde 75 gram glukoz içirilerek OGTT yapılması öneriliyor. Bu test sadece bir kez (tek aşamalı olarak) yapılıyor.
- GLUKOZUN GLİSEMİK İNDEKSİ PATATES, KAHVALTILIK MISIR GEVREĞİ, BAGET EKMEK VEYA PİRİNÇ ILE AYNI!…
- 75 GRAM GLUKOZUN GLİSEMİK İNDEKSİ VE GLİSEMİK YÜKÜ YAKLAŞIK 8-10 KAŞIK PİRİNÇ PİLAVI İLE EŞDEĞER!…
- 75 GRAM GLUKOZ, İKİ KUTU NORMAL KOLADAN DAHA AZ KALORİ İÇERİYOR!
Hamilelikte 24-28. hafta arasında bir kez yapılan şeker yükleme testinin gestasyonel diyabet tanısında güvenilir ve yararlı olduğu daha önce birçok daha küçük araştırma ile anlaşılmış olsa da, en son dokuz ülkeden daha önceden şeker hastalığı olmayan 25.000 hamile kadının katıldığı HAPO isimli bir araştırma ile de net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu araştırma tüm dünyada bilim insanları ve sağlık alanına ilgi duyanların okuduğu “New England Journal of Medicine” dergisinin 8 Mayıs 2008 tarihli sayısında yayınlanmıştır (N Engl J Med 2008; 358:1991-2002May 8, 2008).
Gestasyonel diyabet tanısı alan gebelerin yaklaşık olarak %10 kadarı, aslında gebelik öncesinden başlamış, fakat daha önce tanısı konulamamış “tip 2 diyabet” vakalarıdır. Bu hastaların, diyet ve egzersizin yanı sıra, tanı anında ya da tanıyı izleyen birkaç hafta içinde insülin ile de tedavi edilmeleri gerekecektir. Ağızdan alınan ilaç olarak ülkemizde bulunmayan glyburide gestasyonel diyabet hafif formlarında kullanılabilir. Gebelik kategorisi B olan bir ilaçtır. Son 10 yılda metformin gebelik kategorisi C olarak kabul edilip gebelikte dikkatlice kullanılmakta iken, son dönemde artık B kategorisinde değerlendirilerek uygun hasta grubunda kullanılabilmektedir.
Bir kısım (%1-2 civarında) gestasyonel diyabet gibi başlayan hastada ise aslında ilk kez gebelikte ortaya çıkan “tip 1 diyabet” vardır. Bu sebeple hiç vakit geçirmeden insülin tedavisine başlanması hem anne hem de bebeği için yaşamsal öneme haizdir.
Gebelik diyabeti taraması yapılması, bu iki tip hastaya da tanı konulmasını ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanmasını sağlayacaktır.