Glokom Tedavi Edilmezse Körlüğe Neden Olabilir!
Glokom nedir?
Göz içi basıncının yüksek seyretmesiyle görme sinirinin tahribatına ve görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Göz tansiyonu ve karasu hastalığı da denilir.
Genellikle belirti vermeden ilerleyen sinsi bir hastalıktır. Hasta görme kaybını hissettiğinde, görme siniri tahribatı gelişmiştir ve bu sinir lifleri kendi kendilerini yenileyememektedirler. Geri dönüşümü yoktur. Göz tansiyonu 10-20 mmHg arasında normal olarak kabul edilir. Göz tansiyonunu anlayabilmek için gözün yapısını kabaca bilmek gerekir. Gözümüze gelen ışık önce kornea dediğimiz camsı tabakadan, sonra gözün ön odacığından, sonra lensimizden ve gözün arka odacığından da geçerek retina dediğimiz görme sinir liflerinin olduğu tabakaya düşer. Buradan da bu sinir liflerinin birleşerek oluşturduğu görme siniri ile beynimizin görmemizi sağlayan bölümüne iletilir.
Görme olayı beyindeki görme merkezinde olur. Gözümüz sadece bir kamera görevi görür. Göz ile beyin arasındaki iletiyi ise görme siniri sağlar.
Gelen ışık gözün içinden geçişi esnasında kesintiye uğramamalıdır. Yani kornea ve lensimizden geçerken bu dokularımızda görüntüyü engelleyecek olan kan damarı olmamalıdır. Ancak bu iki dokudaki hücreler de, vücudumuzdaki diğer hücreler gibi oksijen ve besin maddelerine ihtiyaç duyarlar ve ayrıca oluşan atık maddelerin de gözden uzaklaştırılmaları gereklidir. Diğer dokulardaki kan dolaşımının yaptığı bu görevi gözde; göz içi sıvısı denilen özel bir sıvı dolaşım sistemi yerine getirir. Bu sıvı devamlı olarak göz içindeki bir doku tarafından salgılanır. Oksijen ve besinini kornea ve lense bırakır, atık maddeleri alır ve bir boşaltım kanalı vasıtasıyla gözü terk eder.
Bu hastalık, göz içi sıvısını boşaltan kanallardaki daralma veya göz içi sıvısını üreten dokunun normalden fazla üretmeye başlamasıyla oluşur. Sıvı göz dışına kolay atılamayınca göz içi basıncı yükselir ve bu yüksek basınç yıllar içinde genellikle belirti vermeden retina sinir liflerini ezerek onların tahribatına neden olur.
Hasar genellikle yavaş geliştiği ve gözlerden birinde daha erken başladığı için teşhis gecikir. Hastanın sağlam gözü diğerinin bozukluğunu kompanse eder, böylece hasta görme kaybını erken dönemde hissetmez. Glokom iki tiptir; 1. Açık açılı glokom (boşaltım kanalı ağzı açıktır.) 2. Dar açılı glokom (boşaltım kanalı ağzı iris kökü tarafından daraltılmıştır.)
Glokom sıklıkla; Birinci ve ikinci dereceden akrabalarında glokom olan kişilerde, 40 yaşın üzerindekilerde %2, 60 yaş üstündekilerde %10 oranında görülür. Yüksek miyoplarda, yüksek hipermetroplarda, her çeşit kortizonlu ilaç kullananlarda, diyabet hastalarında, üveit denilen göz içi iltihaplarında, göz tümörlerinde, göz yaralanmalarında, kontrolsüz yüksek veya düşük kan basıncı olanlarda, migrende sık görülür.
Glokom Belirtileri ( Açık Açılı Glokomda)
Genellikle başlangıçta belirti vermez, ağrısızdır. Hastalık ilerledikçe görme siniri harabiyetine bağlı görme alanında kör noktalar oluşur. İlerlemiş dönemlerinde hasta sanki bir borudan bakıyormuş gibi baktığı yerin etrafındaki cisimleri görmez olur. Sabahları belirginleşen baş ağrıları, bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında hareler görme.
Dar açılı glokomda irisin boşaltım kanalının önünü tıkamasıyla gelişir ve göz tansiyonu 40-50 mmHg çıkar ve şiddetli göz-baş ağrısı görme bulanıklığı, bulantı, kusma olur. Acil olarak tedavi edilmelidir.
Glokom Tanısı:
Göz içi basıncının ölçülmesi ( Göz tansiyonu ölçümü)
Gözün ön kamera açısının incelenmesi
Görme sinirinin muayenesi ( görme sinir başı ve sinir liflerinin incelenmesi = HRT, OCT,RTA,WFA)
Görme alanı ölçümleriyle görme sinir liflerinin fonksiyonu ölçülür.
Gözün kornea kalınlığının ölçülmesi
Erken tanının önemi; Görme sinir lifi kaybı ilerleyici ve geri dönüşümü olmayan bir kayıptır, sinir lifleri kendilerini yenileyemezler. Dolayısıyla ne kadar erken teşhis edilip tedaviye erken başlanırsa görme kaybı o kadar az olur. Glokom tedavisi hayat boyu devam eder.
Tedavi: Üç şekilde olur.
- İlaç tedavisi; Bunlar göz içi sıvısının yapımını azaltan veya sıvının çıkışını arttırarak göz içi basıncını düşürürler. Bunlar her gün belli aralıklarla alınır ve hayat boyu kullanılır.
- Lazer tedavisi; SLT (Selektif Lazer Trabeküloplasti) Tıkalı olan boşaltım kanallarının içini açmaya yarar.
3: Yag Laser İridotomi; dar açılı glokomda açı kapanmasını engellemek için, iriste lazer ile delik açılmasını sağlar.
ECP; Göz içi sıvısının üretim yeri olan (silier cisim) dokuları lazer ile tahrip ederek sıvı yapımını azaltır.
Ayrıca diyot lazer kullanarak silier cisim tahribatıyla sıvı yapımı azaltılabilir. (Kriyoterapi veya diyatermi (yüksek ısı ile) ile de bu yapılabilir.
Cerrahi Tedavi: Bu ameliyatla gözü terk edemeyen sıvıyı boşaltmak için yeni bir kanal açılması operasyonudur. İlaç tedavisine rağmen göz tansiyonu düşmüyor ve görme azalıyorsa ameliyat gereklidir. En sık uygulanan cerrahi Trabekülektomi operasyonudur.