Tiroid Nodülüne Yaklaşım
Tiroid bezi boynun orta hattında, “Adem elması” diye adlandırılan kıkırdak çıkıntının altında yer alan, kelebek şeklinde, ufak bir bezdir. Yalnızca 25 gram ağırlığında olmasına rağmen salgıladığı hormonlar ile büyüme ve gelişmede temel rol oynamaktadır. Tiroid bezi, ‘tüm vücut fonksiyonlarının düzenleyicisi’ olarak ta adlandırılır. Tiroid nodülleri tiroid bezi içinde oluşan ve bezin normal dokusuna benzemeyen leblebi veya daha da büyük, ceviz büyüklüğünde, olabilen anormal dokulardır. Nodüllerin % 50’si tek nodül, % 50’si çok nodül (multiple nodül) olarak bulunur. Ele gelen tiroid nodülü erişkin popülasyonun %4-7’sinde vardır ve kadın cinsiyette daha fazla olarak görülmektedir. Nodülün klinisyen için önemi; tiroid kanserlerinin ilk bulgusu ya da kanser gelişme ihtimalinin olmasıdır. Nodülden kanser gelişme ihtimali herhangi bir risk faktörü olmayan hastalarda %9 ila %13 arasındadır. Bu oran, risk faktörler mevcutsa daha da artmaktadır. Bunlara örnek verecek olursak çocukluk çağında baş-boyuna radyasyon alımı, tiroid kanseri aile öyküsü, nodülün hızlı büyümesi, ses kısıklığının olması, boyunda lenf nodları büyümesi (LAP) gibi nedenler nodülün malignite ihtimalini artıran durumlardır.
Tiroid bezinde nodül saptanan kişilerde ne yapılmalıdır?
Öncelikle hastalar ayrıntılı bir şekilde muayene edilmeli, iyi bir anamnez alınmalıdır.
Tiroid USG
Tiroid fonksiyon testleri (FT3, FT4, TSH)
USG bulgularında göre İİAB (İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi)
Gerektiğinde tiroid sintigrafisi yapılmalıdır.
Hangi durumlarda İİAB (İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi) yapılmalıdır?
Tiroid nodüllerinde İİAB, nodül sayısına bakılmaksızın USG bulgularına göre yapılmaktadır. Buna göre Nodülün boyutu ve USG risk sınıflaması ortaya konulur. Hastalarda pür kistik bir nodül mevcutsa İİAB yapılmasına gerek yoktur. Düşük ve orta derece şüpheli bulgu durumunda 1-1,5 cm üzerindeki nodüllere İİAB yapılmalı, yüksek şüpheli nodüllerde ise mutlaka 1 cm üzerinde İİAB yapılması önerilmektedir. Sintigrafide nodüller soğuk (hipoaktif), sıcak (hiperaktif) ve ılık (normoaktif) şekilde görülebilmektedir. Nodüllerin % 70-80’nini soğuk nodül, % 10’unu sıcak nodül, ve % 10’unu ılık nodül oluşturur. Soğuk nodüllerde kanser oranı daha fazladır. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı çok düşük kabul edilmektedir. Soğuk nodüllerde ise kanser oran yüzde 5 ile 7 oranında değişmektedir. Günümüzde tiroit sintigrafisi tiroit hormon düzeylerinde anormallik saptanan durumlarda tercih edilmektedir. Soğuk nodüllerde de boyut önemli olmaksızın İİAB yapılması önerilmektedir.
Cerrahi Tedavi:
Tedavinin nasıl yapılacağı konusunda nodülden yapılan İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi’nin patoloji sonucu çok büyük önem taşır. Biyopsi patoloji sonucunda kanser veya kanser yönünden şüphe varsa hastaya ameliyat önerilir. Kanser olmayan iyi huylu nodüllerde tiroid hormon tedavisi (Tefor veya Levotiron) yapılabildiği gibi, ilaç vermeden sadece takip de yapılabilir. Genellikle nodülün çapı 3 cm’ den büyükse, gittikçe büyüyorsa, hızlı büyüme varsa ve boyunda lenf bezleri varsa kanser riski arttığından cerrahi tedavi (ameliyat) yapılması uygundur.