Varis Nedir?
Varis nedir?
Varis oldukça sık görülen bir sorundur. Türkiye’deki sıklığı ile ilgili tam bir bilgi olmasa da ABD de 25 milyonun üstünde varis problemlerine sahip kişi olduğu tespit edilmiştir. Ülke sağlık harcamalarına da ciddi bir yük getirmektedir. “Kalp Çarpar” … Kan böylece pompalanır ve atardamarlar aracılığı ile tüm vücuda yayılır. Vücuda yayılan bu kan toplardamarlar aracılığı ile de kalbe geri döner. Ancak geri dönerken aşağıdan yukarı gönderen kalp gibi bir pompa yoktur. Burada işler biraz daha zordur ve kanın yerçekimine direnerek kalbe dönmesini sağlayan bir yandan dokulardaki tansiyon, bir yandan kaslarımız bir yandan da toplardamarlar içindeki tek yönlü çalışan kapaklardır. Kaslar kasıldığında kan toplardamarların içine ve yukarı doğru itilir. Kaslar gevşediğinde ise kapaklar kanın geri kaçmasını engeller. Sistem şahane bir şekilde işler. Ancak işler yolunda gitmez ise; örneğin kaslarımız çalışmazsa ki sürekli ayakta durmak ya da sürekli oturmak böyle bir şeydir. Kanın geriye dönüşü zorlanır. Ya da toplardamarların içindeki kapaklar iyi çalışmazsa, yukarı göndereceği kanın bir kısmı geri aşağıya doğru süzülmeye başlar. “Reflü” ya da “Yetmezlik” dediğimiz şey budur. Ve bu kaçak alttaki damarları genişletmeye başlar. Basıncın en yüksek olduğu yer de diz altı olduğu için en sık diz altı bölgede varisleri görürüz. Diğer yandan toplardamardaki bu yüksek tansiyon dokudaki dolaşımı da bozar ve şikâyetlere sebep olur.
Semptomlar:
- Varisleşmiş damarlar
- Bacaklarda ağrı
- Bacaklarda yorgunluk
- Ağırlaşma hissi
- Kramp
- Şişlik
- Ciltte kızarıklık
- Bileklerde renk değişikliği
- Kaşıntı
- Cilt ve cilt altının sertleşmesi
- Yara açılmasına kadar giden semptomlar görülür.
Ağrı günün sonunda ve geceleri belirgindir. Uzun süreli ayakta durmak ve uzun süreli oturmakla daha da artar. Sıcak havalarda tüm şikâyetler kötüleşir ve yaz ayları varisli hastalar için çok zor geçer.
Risk faktörleri:
- Aile öyküsü
- Yaş
- Doğumlar
- Obezite
- Sürekli ayakta çalışan kişiler
- Derin venlerde pıhtı geçirmiş olmak
- Hareketsizlik ya da kas hastalıkları.
Gerçekten sürekli ayakta çalışan grupta ahçılar, garsonlar, güvenlik görevlileri, cerrahlar, kuaförler, tezgâhtarlar gibi meslek gruplarında varis daha sık, daha erken ve daha ciddi seviyelerde görülmektedir. Tanı Variste tanı Doppler Ultrasonografi ile konulur. Doppler ultrasonografi değerlendirmesi son derece önemlidir. Gerçekten problemin nerde olduğunun belirlenmesi, damar haritalanmasının yapılması tedavinin olmazsa olmazıdır. “Varis tekrar eder “ sözünün ardında yatan en önemli şey bu konuda gerçekten uzman ve spesifik çalışan kişiler tarafından doppler ultrasonografinin yapılamaması ve ona uygun tedavi planlanamamasıdır. Doğru tedavi doğru tanı ile başlar !!!! Tedavide neler yapabiliriz?
İlaç tedavileri:
Varis için kullanılan ilaçlar hastalığın geçmesini sağlamaz, variste problem mekanik olarak toplardamar sisteminde yüksek tansiyondur. Ama ilaçlar venöz yüksek tansiyonun dokuda yarattığı harabiyeti iyileştirmeyi sağlarlar, bu da şikayetlerin giderilmesini sağlar ve dokudaki bozulmayı yavaşlatır ya da durdurur. Kompresyon: Varis tedavilerinin olmazsa olmazıdır! Göz bozukluğu olan birisi için gözlük ne demekse varisi olan birisi için de varis çorabı o demektir. Hep söylediğimiz yüksek basıncı karşılayacak ve dokudan sıvıyı damarların içine itecek bir güce ihtiyaç vardır ve dışardan yapılan bası çok önemlidir. Bu elastik bandaj ya da varis çoraplarıyla sağlanabilir. Çorapların özelliği bilek seviyesinde en yüksek sıkılığa sahip olup yukarı doğru basıncın azalarak sıvının yukarı doğru hareketine yardım etmektir. Yine varisi geçirmez ama semptomları ortadan kaldırır, doku bozulmasını ve hastalığın ilerlemesini engeller.Ayrıca varisi olmayıp sürekli ayakta çalışan grupta da mutlaka hiç olmazsa koruyucu seviyede varis çorabı kullanımı çok önemlidir.
Tedavi yöntemleri:
Hemen hemen son 10 yıla kadar varis tedavisinde en geçerli yöntem cerrahi operasyon iken günümüzde artık “Damar içi kapatma teknikleri” son derece yaygınlaşmış, teknolojinin de katkılarıyla her geçen gün bize daha iyi, sorunsuz ameliyat şansı vermiştir. Damar yerinde bırakılır ve kapanmış olarak devre dışı kalması sağlanır. Kendi yerinde kalması ameliyat sonrası ağrı morluk gibi şikayetleri tama yakın azaltmıştır. Damar içi kapatma tekniklerinde: Hastanın genel anestezi alması ya da belden uyuşturulması gerekmez. Kasık kesisi yapılmaz. Kateter aracılığı ile diz hizasından giriş yapılır. Kasığa kadar ilerletilir. Isı ile çalışan sistemlerde (ki bunlar; LASER, RADYOFREKANS vb) damar çevresine lokal anestezi yapılır. LASER, RADYOFREKANS enerjisi ile damar yakılarak kateter geri çekilir ve damarın kendi üzerine kapatılması sağlanır. Isı ile çalışmayan sistemlerde ise ameliyat daha da kolaylaşmıştır. KÖPÜK SKLEROTERAPİ, MOCA dediğimiz teknik ve YAPIŞTIRICI kullanma teknikleri ile damar çevresine lokal anestezi de yapılmadan sadece kateter ilerletilip sonra ilacı vererek geri çekilerek damarın kapanması sağlanmaktadır. Ağrı olmaz, kanama ve enfeksiyon riski yoktur. Bu tekniklerde hasta hemen yürüyebilir, yemeğini yiyebilir ve 1 gün içinde erkenden işine dönebilir.